8 Mart 2011

ben kadınım...

çok nadir inanırım cafcaflı sözlere... üstü börtü böcek kaplı aşk kokan sahte baloncuklara... eğer inanıyosam bilin ki; canım fena halde kandırılmak çekmiştir...

iyice yerlerde sürünen kıçımın kaldırılmaya ihtiyacı vardır... e durum da böyle olunca, el altın da hep vardır yüreğinden daha büyük lakırdı eden müsveddeler...

oysa hemen hemen çoğu kadın bilir, önemsemek; yakılan sigarayla, çekilen sandalyeyle, tutulan paltoyla paralel çizgide değildir... bir kadın ne ister sorusu hep çeşitli yerlerinden değerlendirilir. her kadının kendine has açıklaması vardır buna, ve her erkeğin götünün yettiği oranda doğru kabul ettiği cevapları... doğruyu tek kalemde elbette anlatamayız... yalnız değişmeyen tek bir şey vardır ki; her kadın önemsenmek ister... kadın olarak zaman zaman, ama insan olarak her zaman önemsenmek ister

benim doğruma sıra gelince; bakmayın siz öyle bazen mangalda kül bırakmadığıma... ben kadın olmak isterim en çok... kadın olarak anlaşılmak, sevilmek, korunmak... öyle feminizm yanlısı gibi bazen sallasamda bol keseden, ben aslında yüreği benden büyük bir adam isterim... korunmak için belki, belki benim tükendiğim yerde, onun hala sevebilme gücü olsun diye... ben kararsız ve yılgın olduğum zamanlar yumruğunu masaya vurup "dediğim olacak kadınım, pes etmek yok. gururunda içine sıçayım, haklı olmanında. bırakmam, işte o kadar" diyebilmeli mesela... romantik olup karşımda bir pigme gibi küçüleceğine, maç izlerken bile bir bakışıyla dünyanın en gzl kadını olduğumu hissettirmeli... her adamın ağzına sakız olan sözleri değil de, yüreğinin inandığı gerçekleri söylemeli bana... işte ben o zaman, ölümüne inanırım onun aşkına... işte bu kadar da büyük "beylik" laf söyliyebiliyorum...

kadınlar ne ister bilmem ama ben ve benim gibi düşünen kadınlar, kadınlığını doruğa çıkaran bir adam ister yanında...

PaRoNaYaK

23 Şubat 2011

PaRoNaYaK

bazı aşklar yakışmaz insana...
 yada bazen "aşk" yakışmaz... eğreti durur... sanki bi kaç desibel yüksekten seslenir aşk... duyarsın; ama öyle yoğundur ki, anlayamazsın, seçemezsin hangi notaya vurur kalbin...

 aşk bazen seni dağıtır... o zamana kadar yapmadıkların her gün düzenli görevin haline gelebilir...
 mesela artık her saat telefondasındır, sorgulanmayı göze almışsındır bir suçlu gibi... yada aşk, hiç onaylamadığın tavırların müdavimi yapmıştır seni... haklılığını savunamayacak kadar pasifleşmişsindir de ve bunu sana söyleyen dostlarına "kıskanıyorlar" gözüyle bakarsın...

 belli bir zaman sonra sana sorduklarında; "hangi yemeği seversin, uğurlu sayın kaç, en sevdiğin renk?" ...

kalırsın öyle bir an...
 gölgen bile gider ve kalırsın tek başına... içinde yok ettiğin "sen" in bıraktığı boşlukta sallanırsın... aynaya dönersin yüzünü, kişiliği belirsiz bir varlık bulursun karşında... aşk seni öyle bir hale getirmiştir ki, sana en yakışan rengide yok saymışsındır, sana en yakışan tavrınıda...
elinde kala kala , sana hiç yakışmayan
"AŞK"
kalmıştır,
belli belirsiz o da...


PaRoNaYaK.

28 Ocak 2011

ParoNayaK

çok beklentin varsa, hayal kırıklığı kaçınılmaz olur derler... az beklentinin ise idealistliğe ihanet olduğu söylenir... iki ucu boklu değnek diye buna denmez de neye denir ki... ya pasifliği göze alacaksın, yada hayal kırıklığı ile salya sümük savaşmayı...


bu endişeyle uzun zamandır hiç bir şey hedeflemeden yaşadığımı fark ettim... alışveriş yaparken de sulu sepken idare ediyorum, kocaman yaşamam gereken bir aşkı yaşarkende... aslın da etraf ne der diye endişem olmadı hiç, yada hayal kırıklıklarım hiç bi zaman utancım olmadı, ama yinede bu içine sıçtığımın toplum kuralları ve ölçütleri, kabullenmesemde beni etkilemiş...


isyan donunu tamtam sopasına takmak için vakit çok geç sanırım ;)

25 Ocak 2011

ParoNayaK


paronayak kurgularıma, acımasız süslemeler yapıyorum bu aralar... çok hain planlarım var, kendimden bile saklıyorum...



düşsüzlüğümün en düşkün zamanları bile olsa bu zamanlar, ben [hiç]birşeylerin salkım saçak gururu içinde şaha kaldırıyorum düşlerimi...

ParoNayaK